GiRAY ERDOGAN net
Ana Sayfa
Genel kultur
ilginc buluslar
Siyasi Sohbetler
Anketler
Bilim arastirma
MEDİCAL
=> Depresyon nedir ?
=> Kronik Uykusuzluk
=> Panik Atak - Stres Nedir?
=> Sosyal Fobi
=> Somatizasyon
=> Hipnoz
=> Uyku sorunlari
=> Deprem psikolojisi
=> Alkol Bagimliligi
=> Cocuk Psikolojisi
=> OTiZM
=> Cocuklugumuz
=> ŞİZOFRENİ VE PSİKOZ KAVRAMI
=> Genel Psikiyatri
=> Saplantilar
=> Yeme Bozukluklari
=> Evlilk sorunlari
=> Bunama
=> iNTiHAR
=> DiGER BASLIKLAR
=> DIGER BASLIKLAR 1
GALERi
Genel Psikiyatri

PSİKİYATRİST VE PSİKOLOG AYRIMI

Ülkemizde insanlar genelde ruhsal sorunlarla uğraşan insanların tanımlamasını yaparken psikolog yada psikiyatristi aynı anlamda kullanmaktalar. Bu kullanım aslında aldıkları eğitim olarak çok farklı olan iki grubu birbirine karıştırmaktır.

Psikiyatrist tıp fakültesinden mezun olmuş ve ondan sonra 4 yıl psikiyatri ihtisası yapmış hekimlere denir. Böylece aldığı eğitimle insanın hem genel hastalıkları hakkında bilgi sahibi olan hem de ruhsal yapısını tanımlama ve gerektiğinde tedavi etme yetki ve bilgisine sahip bir insan ortaya çıkmaktadır. Hem hekim hemde üstüne ruh sağlığı uzmanı. 

Oysa psikologlar edebiyat fakültesinin psikoloji bölümünden mezun insanlardır. Normalde psiyatristlerle birlikte çalışırlar gerekli testleri hastalara uygularlar ve sonuçta psikiyatristin tanı koymasına ve tedavi etmesine yardımcı olurlar. Bazı özel eğitimlerden sonra psikoterapi yapmaya hak kazanırlar Bu işlev küçümsenemez. Hatta çok faydalı olduğunu da inkar edemeyiz. Ancak psikologların tek başlarına tanı koyma ve tedavi etme yetkisi yoktur. Hele ilaç yazma yetkileri hiç yoktur. Bu yapılmaya başladığı andan itibaren hastaya zarar verme başlamış olur. Bu yüzden müracaat ettiğiniz insan bir psikiyatrist mi yoksa bir psikolog mu iyi ayırım yapın. Hatta münkünse diplomasını görün. Ve bir sorununuz varsa güvendiğiniz başka bir hekimden referansla gidin. 

Psikiyatriye değerli katkıları olmuş Hocamız Prof Dr Ayhan SONGAR' ı yad etmek isterim. Kendisi Türk Psikiyatrisine damgasını vurmuş insanlardan biridir. Kendisine psikolog denmesine çok kızardı. TV programlarında ve gazetelerde de çoğunlukla bu yapılır. 

Tedavi olurken bu tür ayrıntılara dikkat edin

PROF. DR. MAZHAR OSMAN KİMDİR ?

1884'te Dedeağaç'ın Sofulu Kasabası'nda dünyaya gelen Mazhar Osman, Askeri Tıbbiye-i Şahane'den 20 yaşında ve sınıfın birincisi olarak mezun olmuştur.

Bilgi ve görgüsünü arttırmak üzere kendi kıt mali imkanları ile gittiği Almanya'da ALZHEIMER, SPIELMAYER, SPATZ, JACOB, CERLETTI, gibi ünlü kişilerin yanında çalışmış, dönüşte Gülhane'de Dr. Raşit Tahsin'in kürsüsüne asistan olmuştur. Raşit Tahsin Hoca 1908'de Gülhane'den ayrılıp çalışmalarını Haydarpaşa'daki fakültede sürdürmeye başlayınca, Mazhar Hoca onun yerine atanmış ve 1.Dünya Savaşı'nın başlangıcına kadar bu görevde kalmıştır. 

Harpte Haydarpaşa Askeri Hastanesi'ne asabiye mütahassısı olarak atanmış, bu arada Fransız LA PAIX Hastanesi'nin başhekimliğini de üstlenmiştir. I.Dünya Savaşı sona erince Mazhar Hoca, Toptaşı Bimarhanesi başhekimliğine getirilmiştir. Yanında çalışan doktorlardan Şükrü Hazım Tiner'i nöroloji için Nonne'nin yanına Hamburg'a, İhsan Şükrü Aksel'i Münih'te Spielmayer'in yanında Nöropatoloji yapmaya, Abdülkadir Cahit'i Breslau'da Foerster'in yanına Nöroşürirjiye, Fahrettin Kerim Gökay'ı da Münih'te Krapel'in yayında klinik ve deneysel psikiyatri yapmaya göndermiş, maddi yönden hepsini desteklemiştir.

Mazhar Osman büyük çabalar harcayarak Dr. Refik Saydam'ında yardımı ile Toptaşı Bimarhanesi'ni kapatarak, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ni Bakırköy'deki geniş arazı içinde kurup, bugünkü gelişmesini sağlamıştır.

Eserleri: Tababet-i Ruhiye 1-2 cilt, Tababet-i Ruhiye 3.cilt (İhsan Şükrü Aksel'e birlikte yazmıştır.) İstanbul Serriyatı'nda yayınlanan ellinin üzerinde tebliği, Sıhhat Almanağı, Sinir Hastalıkları (2 cilt), ulusal ve uluslar arası kongrelerde yayınlanmış, çok sayıda tebliği bulunmaktadır. 

DOÇ. DR. OĞUZ ARKONAÇ

1932 yılında İstanbul da doğmuş olan Doç Dr Oğuz Arkonaç ilk orta lise tahsilini İstanbul'da tamamlamıştır. İstanbul erkek lisesinden mezuniyetini takiben 1956 yılında tıp doktoru olmuştur. Tıp Fakültesi mezuniyet sonrası çalışmalarını 1956-1962 yılları arasında Amerika Birleşik Devletlerinde tamamlamıştır. 

Psikiyatri ihtisas eğitimini 1959-1962 yılları arasında Washington Üniversitesi Psikiyatri bölümünde S. Louis MO Renard Hospital da yapmıştır.

1965 yılından 1997 yılına kadar Bakırköy Ruh ve sinir Hastalıkları hastanesinde çalışmıştır. Çok sevdiği hastanesine emekli olduktan sonra hastaneye sadece üç kez gelmiştir. Buda ayrılık acısının derinleşmesinden korktuğu için olsa gerektir. Birincisi hizmet verdiği binaya kendi adının verilmesi töreni. İkincisi rahatsızlığının nüks ettiği dönmede hasta olarak. 3. sü de vefatından sonra da hastane morguna gelişidir. Son gelişinde çalıştığı dönemlerde sabahın erken saatlerinde gelip asistanlarından bile geç çıktığı hastanesine veda mahiyetinde 3 gece kalmıştır.

1997 yılında emekli oluncaya kadar 10 larca psikiyatri uzmanı yetiştirmiştir. Şu an halen psikiyatri uzmanı olarak çalışan talebeleri onun 9 Mart 2001 yılında vefatı ile büyük bir üzüntü yaşamışlardır. 

Bakırköy ruh ve sinir hastalıkları hastanesinin bu günkü modern görünümü almasında katkıları yadsınamaz. Ancak her şeyin ötesinde Türk psikiyatrisinin modern şeklini alması ve standart getirilmesindeki rolü çok önemlidir. Psikiyatrik hastalıkların tanı konulması ve standardize edilmesinde Amerika standardını ve DSM mantığının yerleşmesinde onun yetiştirdiği talebelerinin rolü unutulmamalıdır.

Hocamız yaklaşık 10 yıl önce yakalandığı ve tedavi ile remisyona uğrayan Prostat kanserinin ilerlemesi nedeniyle 9 Mart 2001 tarihinde vefat etmiştir. Asabi yapısı ve Türkiye standartları ötesinde olan kişiliği nedeniyle kendisini zaman zaman anlayamadığımız olmuştur. Hocamıza Allah'tan rahmet dilerken bize gösterdiği bilimsel yolda yürüyeceğimizi duyabilmesini çok isterdim.

HASTA MAHREMİYETİ-PSİKİYATRİSTİNİZ DEDİKODU YAPARSA

Bu günlerde sağlık kulislerinde bir yazar ve bir kitap konuşuluyor. Reklam olmasın diye kitaptan da yazarından da bahsetmeyeceğim. Ama içeriği hakikaten tıp etiğine (tıp ahlakı) uymamış.

Şöyle bir düşünün size gelen arkadaşlarınızla konuştuklarınızı paylaşmamanız gereken bir başka insana anlatır mısınız ? Paylaşmamanız gereken birisiyle paylaşır mısınız? Eğer yapıyorsanız size emanet edilene saygısızlık edip ihanet etmiş sayılırsınız. Bu bile aslında oldukça etik (ahlak) dışı bir şeydir. Hele birde bunları basılı yada görsel medya aracılığı ile yayarsanız yaptığınız daha da ağır bir ayıp halini alır.

Psikiyatri de başka tıp branşlarından farklı olarak hastanın tüm geçmişi bu günü ve geleceği ile alakalı ayrıntıları anlatır size hastanız. Başka bir hekime gittiğinde hastalığı ile alakalı ayrıntıları anlatırlar oysa psikiyatriste başvuranlar bazen eşleri ile en yakınları ile paylaşmadıklarını doktoralarına anlatırlar. Bu durumda hekimle danışanı arasında farklı bir bağ ve mesuliyet durumu gelişir. Bu da hekimin sırtına aldığı sırları mezara kadar götürmesini gerektirir. Yolun yarısında bunları başkalarında aktarmak ise ciddi bir ihanettir. 

Bu durum hele kamuoyunun gözü önündeki insanlarla alakalı sırlarsa o zaman iş daha da vahim bir hal alır. Burada iki şey söz konusu bence anılarınızı anlatarak popülarite kazanmak ve sansasyon yaparak prim yapmak ki bu işin vahametini daha da artırıyor bence. Gerçi o psikiyatristin buna ne kadar ihtiyacı var diye düşünebilirsiniz. Orası da işin başka bir vahim durumu. Biz psikiyatristler mevcut durum hakkında fikir ve gerçeklikle alakası konusunda sahip olduğumuz bilgiye iç görü deriz. Bu hastalığı veya içinde bulunduğu vahim durumu bilmeyen hastalar için iç görü kaybı olarak tanımlanır. 

O psikiyatrist hala yaptığının gayet normal olduğunu söylemesi insanın aklına acaba iç görüsünü kaybettirecek bir durum mu söz konusu diye insanın aklına geliyor. 

Ancak şu anda söylenebilecek tek şey yapılanın çok yanlış olduğu ve muhakkak kınanması gerektiği. Kitapta adı geçenlerinde bu durum konusunda kanuni işlem başlatmaları gerektiğini söyleyebilirim. 

                                                                               
Önceki                                                                                                                              Sonraki
 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol