GiRAY ERDOGAN net
Ana Sayfa
Genel kultur
ilginc buluslar
Siyasi Sohbetler
Anketler
Bilim arastirma
MEDİCAL
=> Depresyon nedir ?
=> Kronik Uykusuzluk
=> Panik Atak - Stres Nedir?
=> Sosyal Fobi
=> Somatizasyon
=> Hipnoz
=> Uyku sorunlari
=> Deprem psikolojisi
=> Alkol Bagimliligi
=> Cocuk Psikolojisi
=> OTiZM
=> Cocuklugumuz
=> ŞİZOFRENİ VE PSİKOZ KAVRAMI
=> Genel Psikiyatri
=> Saplantilar
=> Yeme Bozukluklari
=> Evlilk sorunlari
=> Bunama
=> iNTiHAR
=> DiGER BASLIKLAR
=> DIGER BASLIKLAR 1
GALERi
DiGER BASLIKLAR

Kleptomani

İhtiyacı olmadığı ve hemen kullanmayacağı halde hiçte maddi değeri nedeniyle alamayacağı yada satıp parasını değerlendirmeyi düşünmediği halde bazı şeyleri çalmak (izinsiz almak ne derseniz deyin) suretiyle onlara sahip olma şeklindeki bir dürtü kontrol bozukluğudur.

Kişi çoğunlukla o malı satın alabilecek yeterli maddi birikime sahip olduğu halde içinden gelen şiddetli çalma dürüstüne karşı koyamadığı için çalmaktadır. Genellikle bu çalma eylemi birinden intikam alma amacıyla yapılmaz. Yaptığının ne kadar yanlış ve uygunsuz olduğunu bilr ama karşı konulmaz dürtü ona bun yaptırır.

Bu rahatsızlığın çocukluk yaşlarında başladığı görülür. Çalma eylemi öncesinde çoğunlukla şiddetli bir içsel sıkıntı duyulur.Çalma eyleminden sonra mutluluk, rahatlama hissedilir. Hatta bazıları sonrasında orgazm benzeri bir rahatlama hissettiklerini söylerler. Bu rahatsızlık çok nadir görülür. Ancak kişi yakalanırsa yada bundan aşırı dercede rahatsız olursa itiraf ederse ortaya çıkar.

Ahmet Altanın Aldatmak romanında aldatan kadın kleptomani hastası olmuştur.


Kleptomani kadınlarda erkeklere oranla yaklaşık dört kat fazladır. Bunun bir nedenide çalan kadınların hastaneye çalan erkeklerin hapishaneye gitmesi olabilr. Çocuklukta yaşanmış olumsuz deneyimler, travmatik yaşantılar çoğunlukla altta yatar.

Tedavide çoğunlukla kişinin bunu yapma nedeni düşünce akışındaki kırlıma anlarını tespit ve buna bağlı patolojlilerin araştırılması ve tedavi edilmesi ilk hedeftir. İlaç bazen kullanılır asıl tedavi psikoterapidir.

AŞIRI HIZ TUTKUSU VE NEDENİ

Son zamanlarda artan bir tutku, aşırı hız ve sonucunda gelen kazalarla gündemde yer buldu. Sonrasında gelen ölümlerle hayatı kararan gençler herkesi üzdü. Ancak halen gençlerimiz Bağdat caddesinde hız yapıyorlar. Kedi hayatlarına başkalarının hayatına mal olacak bir tecrübeyi yaşamaya devam ediyorlar. Peki neden böyle bir şeyi yapıyorlar ? Bir insan neden böyle bir şeyi yapar neden kendi hayatını riske eder ?

Hayatının her anında istediği her şeye ulaşabilen tatminsiz bir nesille karşı karşıyayız. Bu da tatminsiz ruhlarda tatmin arama çabasını beraberinde getiriyor. Risk alma gerek bedensel heyecanı artırması gerekse ruhsal heyecan sağlaması dolayısıyla  zevk verici bir durumdur. Kumar oynamak, eski zamanlarda yapılan düellolar, Rus ruleti gibi durumlar alınan riskin büyüklüğü ile orantılı olarak heyecanı artıran durumlardır. Normalde heyecanın arttığı durumlarda artan adrenalinle kalbimiz daha hızlı çarpar ve algılarımızda değişimler olur. Bu da bazen cinsellikteki orgazma benzer bir şekilde zevk almayı beraberinde getirir. Tehlikeli sporlar (dağcılık, araba yarışları vs) bu anlamda yaşanan zevki artıracak durumlar olarak karşımıza çıkar.

 Şimdi gelelim caddelerde pahalı ve lüks arabalarını yarıştırıp kendisini ve çevresini riske eden gençlerin durumuna. Yaşanabilecek zevklerin tümünü yaşamış ve duyulabilecek heyecanlar konusunda her türlü zevki tatmış bir insanda tatminsizlik başlar. Bu anlamda  farklı arayışlar baş göstermeye başlar. Bu arayışlar içerisinde madde kullanımı  oldukça sık görülen durumlardır.

 Riske ettiğinizin sizin için değeri ne kadarsa heyecan o kadar artar. Milyarder bir adam için 1 milyarın değeri, kıt kanaat geçinen birinin 
1 milyona verdiği değerden daha azdır. Dolayısıyla o meblağ onun heyecanlandırmaz ve tatmin etmez.

Bu durumda riske edeceğiniz en kıymetli şey canınız ve bedeninizdir. Hiç kimse bedenine paha biçemez. Dolayısıyla onu riske etmek heyecanı sonsuz artırır.

Tatminsiz ve hayatında sınır tanımamış birisi içinde hayatını riske etmek başka zamanlarda yaşanmayacak bir haz ve heyecan sağlayabilir.

Bu açıdan Bağdat caddesinde yaşanılanları bu gözle değerlendirmeli ve ona göre davranmalıyız.

GEBELİK VE DUYGULANIM

Her gebe kadın gebe kaldığını fark ettiği andan itibaren annelik duygusunu yaşamaya başlar. Bu duygunun hissedilmesi ile anneler farklı bir havaya bürünürler ve daha şefkatli  bir varlık haline dönüşürler. Ancak bu süreç içerisinde değişimler bazen olumsuz yönlere de kayabilir. Depressif ruh hali en sık karşılaştığımız sorunların başında gelir.  

Bu durumda değişen kadınlık hormonları ve gebelikle birlikte artan farklı salgılar rol oynar.  Eğer değişime vücut adapte olamazsa gebeler de sıkça ağlamalar yaşama karşı arzularını kaybetme, bebeği istememe, kendi değersiz görme bazen de bebeği aldırma düşünceleri de yoğunlaşabilir.  Bunlar genellikle kısa bir süre içeri,sinde gelip geçici durumlardır. Eğer 2-3 haftadan daha uzun sürerlerse gebenin yakınları da dikkatli olmalıdır.  Depresyon geliyorum diyebilir. 

Gebelikte kan akışından tutunda kiloya kadar bir çok başka değişimlerde yaşanacaktır.  Değişimler her zaman stresi beraberinde getirir, değişimler istenen arzulanan değişimler olsa bile. Gebelik ve yeni bir canlıya alışmak kadınlar için bazen sanıldığından zor olmaktadır. Bunun için gebeliğin planlı olması çok önemlidir. Psikolojik olarak hazır olmak yaşanan kaygıları minimuma indirir. 

Ayrıca gün içerisinde sıkıntı huzursuzluk nefes alma zorluğu gibi mevcut fizyolojik değişimlerinde arttırdığı ruhsal sıkıntı hali görülebilir. Anksiyete bozuklukları adı altında toplanan bu durumlar depresyondan sonra ikinci sıklıkta görülür. İç sıkıntısı, huzursuzluk, aniden bastıran sanki boğuluyormuş gibi olma hali, yerinde duramama, kapalı ve dar alanların gebeyi sıkması asansör gibi bazı mekanlarda yaşanan aşırı huzursuzluk hali en sık görülen durumlardır. 

Geçmişinde psikiyatrik sorunlar yaşayan kadınların gebeliği planlamadan önce son  kez psikiyatristleri ile durumlarını değerlendirmeleri faydalı olacaktır. Zira gebe iken ilaç kullanımı şansımız kısıtlanmakta ve bu tür sorunlarda psikoterapiye geç cevap vermektedir. Unutmayın beklenmedik her durumda olduğu gibi sürpriz bir gebelik sıkıntınızı artıracaktır. Planlı bir gebelik her anlamda sizi rahatlatacaktır.

KRONİK HASTALIKLARLA PSİKOLOJİK MÜDAHALE

Şeker hastalığı, inme ( Beyin Felci), hipertansiyon ( yüksek tansiyon) gibi kronik( müzmin ) hastalıklar bedensel olarak bizi zorladıkları gibi psikolojik olarak ta yıpranmamıza sebep olurlar. Ortay çıkardıkları fizik yetersizlikler nedeniyle insanlar başkalarına muhtaç duruma düşerler. Bu yüzdende bakım hastaları olarak hayatlarını sürdürmek zorunda kalırlar. Temel güven duygumuzun zorlandığı böyle bir durum kadın hastalar tarafından daha kolay adapte olunan bir durumdur. Erkek hastalar ise yaşadıkları yetersizlik duygusu kabullenmekte ileri derecede zorlanırlar. Bu zorlanmada dışarıya yansırken de aşırı mızmız insanlar olarak karşımıza çıkarlar. Sinirli davranışları zaman zaman sözel ve fiziksel agresyonları olabilir.  Kadınlar ise ta doğuşlarından itibaren fizik ve fizyolojik özellikleri  ayrıca psikolojik yapıları nedeniyle bakıma muhtaç olmayı daha kolay kabullenebilmektedirler. 

Bunun nedeni kadın ve erkeğe gerek toplum, gerek fizik özelliklerinin ve psikolojik yapılarını  yüklemiş olduğu roldür.Erkeklerin doğasında güçlülük ve etrafına hükmetmek dürtüsü kadınlarda ise sahiplenilmek ve korunmak dürtüsü daha ön plandadır. Tabi bunu tersi durumlar da vardır ancak bu durumda sanırım yaşanılan durumda tersine dönecektir. 

Dolayısıyla erkeklerin kronik hastalıklarda fizik yetersizliklerini kabullenmekte zorlandıkları bu nedenle daha huysuz ve çekilmez oldukları da doğrudur. Bu erkekler aman dikkat kronik hastalıklardan korunmaya bakın. Tabi elinizden gelenlere karşı.

Dünyada Cenneti Yaşamak...

Karanlığı itin yaşamlarınızdan ve aydınlığa yer açın. Zaten karanlık itilirse geriye kalan yerde mutlaka bir başlangıç yapacaktır aydınlık. Tüm kötü düşüncelere kıskançlıklara, hırs ve ihtiraslara kolayca zengin olmanın aldatıcı cazipliğine kanmayın. Gerçek zenginlik yüreğinizde büyüttüğünüz zenginliktir. O bitip tükenmek bilmez. Sınırsız ve ölçüsüzdür.
Yaşamın kargaşası, kaygan zeminlere taşır çoğunlukla sizleri. Buna direnin. Kaygan zeminlerde ilkelerinize sadık kalarak yaşamak eğer artık imkansız bir hale geldiyse bırakın bu yeri her neresiyse orası. İlkesiz yaşamlar bizi bize yabancılaştıran, kararlarımızı es geçirtip sonra o azgın zihni karanlık insanların neredeyse kulu kölesi haline dönüştürür. Kendinize olan inancınızı yitirirsiniz. Bu inanç ise asıl derinlerde öylesine bırakıp adeta unuttuğunuz işte bu yüreğinizdeki zenginliktir.
Kendine olan inancı yüksek insan, kararlarını rahatlıkla verebilen ve verdiği her kararın rahatlıkla sorumluluğunu üstlenebilen insandır. Yaşamı denge içindedir. İyi yada kötü sonuçlanması fark etmez, o; her olaydan mutlaka kendisine ders çıkaran ve bir şeyler öğrenendir. Her öğrendiği şey ve karşılaştığı farklı insanlar ona sürekli bir kazanç sağlar. Onlar; insanların her olaya yaklaşımı, onların düşünce modelleri, sevgi ve nefret duyguları, insanlara yaklaşımları, zevk ve renk uyumları, damak tatları, giyim kuşamları, konuşma, yazma ve hatta araba kullanmalarına kadar tüm değişikliklere bakarak kendilerini büyütüp geliştirecek çok değerli bilgiler öğrenirler.
Bu farklı hal gelişme ve sürekli yenilenmeyle kararlı bir durum ortaya çıkarır. Sonra yaşamak sizin için bir zevk haline gelir. Kendi dışınızda sizi geliştiren bu değişik faktörlerle bir bütün haline gelirsiniz. Denge belki de hiç şimdiye kadar değer vermediğiniz bir kavram olarak yaşamınızın her boyutunu köklü bir şekilde etkilemeye başlar ve zihinsel yönden olağan üstü bir rahatlama yaşamaya başlarsınız. İşte bu yaşam adeta dünyanın bir cennete dönüştüğü yaşamdır. Cennetiniz içinde kimse size zarar veremez. Kimse ve hiçbir olay sizi üzemez. Kolayca sevinir ve kolayca sonuca ulaşırsınız. İstemeniz ve karar vermeniz yeterlidir. Her şey neredeyse kendiliğinden oluverir. Kendinizi adadığınızda o adanmışlığınız oranında hedefe giden yolda sadece düşünmeniz bir çok şeyin kendiliğinden oluvermesini sağlar. Tüm düğümler hedefe odaklandığınızda kendiliğinden çözülmeye başlar. Bir söz söylersiniz o söz tam hedefe giderek onu adeta on ikiden vurur ve gerçekleştirir. Bir insan düşünürsünüz ve kısa bir süre sonra onu karşınızda bulursunuz. Bir isteğiniz belirir içinizde o an sizin yapamayacağınız bir istektir bir bakarsınız bu isteğiniz sizin dışınızda başka bir insan tarafından yapılıverir. Adeta elinizde sihirli bir değneğiniz vardır. Sihirbaz haline gelirsiniz.
Karşınızda duran insanın bir süre sonra içini okumaya başlarsınız. Yalancı ve gerçek tebessüm artık gözünüzden hiç kaçmaz. O içinden sizin için nasıl duygular geçiriyorsa ve bu duygu yoğunluğu her nasılsa hiç fark etmez mutlaka siz onu anlarsınız. Yanılma payınız son derece azalır. İnsanları son derece iyi tanımaya ve olayları son derece güzel analiz yapmaya başlarsınız. Olayın başlangıcından sonunu anlamaya ve hatta sonunda nasıl ve ne şekilde gerçekleşeceğine kadar anlamaya başlarsınız. Bu sizin gerçek anlamda akıl sahibi olduğunuz anlamına da gelir. Çünkü akıl sahibi olmak bir olayın sonunu görebilmek demektir.
Sizleri akıl sahibi olmaya davet ediyorum. Bu pek o kadar da kolay değildir. Önce siz karar verin ve sonra ben sizlere neler yapmanız gerekiyor bunlar hakkında bilgiler sunayım. Fakat eğer sağlam bir karar veremediyseniz sakın benden yada bir başkasından yardım istemeyin. Kimse size yardım edemez. Size en çok yardım edecek olan insan yine sizsiniz. Bu kararı verdikten sonra sizin için yapılacaklar listesi vardır. Profesyonelce kendi kişiliğinize göre zihninizin gelişmişliği ve bu gelişmişlikten öte kalitesine göre bir zaman sonra çalışma ve gayretlerinizin ardından akıl sahibi, erdemli, dünyasında cenneti yaşayan bir insan haline gelebilmeniz mümkün olur.

                                                                               
Önceki                                                                                                                              Sonraki
 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol