GiRAY ERDOGAN net
Ana Sayfa
Genel kultur
ilginc buluslar
Siyasi Sohbetler
Anketler
Bilim arastirma
MEDİCAL
=> Depresyon nedir ?
=> Kronik Uykusuzluk
=> Panik Atak - Stres Nedir?
=> Sosyal Fobi
=> Somatizasyon
=> Hipnoz
=> Uyku sorunlari
=> Deprem psikolojisi
=> Alkol Bagimliligi
=> Cocuk Psikolojisi
=> OTiZM
=> Cocuklugumuz
=> ŞİZOFRENİ VE PSİKOZ KAVRAMI
=> Genel Psikiyatri
=> Saplantilar
=> Yeme Bozukluklari
=> Evlilk sorunlari
=> Bunama
=> iNTiHAR
=> DiGER BASLIKLAR
=> DIGER BASLIKLAR 1
GALERi
Alkol Bagimliligi

ALKOL'ÜN ETKİLERİ

Alkolun Etkileri alınan miktara ve sıklığı göre değişir.

Günde 1-2 kadeh içki almanın kalp hastalığı riskini azaltabileceğine işaret eden bilimsel araştırmalar vardır. Sonuçları itibariyle alkol kullanımı geniş bir yelpaze oluşturur. Alkolü, seyrek olarak az miktarda problemsiz olarak kullanan pek çok insan olduğu gibi bu nedenle zaman zaman başı derde giren kişiler ve yelpazenin en ucunda alkolsüz yaşayamaz hale gelen insanlar vardır.

Alkol kullanımının tıbbi olarak kabul edilen normal sınırı günde erkekler için 2, kadınlar için 1 içkidir. Birim olarak 1 içki, kabaca, bir kutu yada şişe biraya, bir bardak şaraba ya da 45 ml'lik bir “tek” sert içkiye (votka, viski vb) eşittir. Bu şekilde hesaplandığında alınan içkinin türünün hiç bir önemi yoktur. Yani üç bira içmekle üç tek votka içmek aynı miktarda alkol alınmasını sağlar ve aynı etkiyi yapar. Dolayısıyla birayı bu bağlamda zararsız bir meşrubat gibi görmek anlamsızdır.

Doç Dr İlhan Yargıç'ın sitesinden alınmıştır.

KİME ALKOLİK DENİR?

Alkolizm deyince zihinlerde, parklarda ispirto şişesine sarılıp sızan ağır alkol bağımlıları canlanır ve kişiler kolayca kendilerinde “alkol problemi olmadığını” söylerler. Oysa alkol kullanmanın problem haline dönüşmesi için kişinin sürekli alkol alıyor olması bile gerekmez. Kişi, zaman zaman kullansa da, alkol almaya bağlı olarak aşağıdaki problemlerden birisini dahi zaman zaman yaşıyorsa profesyonel yardımı gerektirecek düzeyde alkol kullanma problemi var demektir:

İşte, okulda ya da evde üstüne düşen görevleri tekrarlayıcı bir biçimde aksatma: Kişi alkol nedeniyle zaman zaman işini ya da okulu aksatır.

Fiziksel olarak tehlikeli durumlarda yineleyici biçimde alkol kullanımı: örneğin alkol etkisinde iken araba kullanmak.

Alkol ile ilişkili ortaya çıkan yasal sorunlar: örneğin alkollü iken kavgaya karışıp göz altına alınma.

Alkolün neden olduğu ya da alevlendirdiği sürekli ya da tekrarlayıcı insanlar arası sorunlar: örneğin alkol nedeniyle eşle tartışmalara girmek.

Böyle bir kişi, içkinin zararlı sonuçlarını kontrol edemiyor demektir. Bu duruma tıpta “alkol kötüye kullanımı” adı verilir.

Doç Dr İlhan Yargıç'ın sitesinden alınmıştır.

ALKOL BAĞIMLILIĞI NEDİR?

Aşağıdakilerden en az üçü varsa alkol bağımlısı tanısı koyarız

Niyetlendiğinden daha fazla miktar ve sürede alkol almak. Örneğin kişi bir bardak içmek için başlar, ama bir şişe bitirmeden kalkamaz.

Kişi bırakmayı istediği ya da defalarca bırakmayı denediği halde yeniden içmeye başlar. Zaman zaman bir kaç gün ya da ay içmeyebilir. Bunu ‘istediği zaman bırakabildiğinin’ kanıtı olarak göstermeye çalışabilir.

İçkiye fazla vakit ayırır. Bazıları gün içinde kimseye fark ettirmemeye çalışarak içebilir.

İçki içmeye fırsat bulamadığı sosyal faaliyetleri, hobileri, başka zevk verici aktiviteleri azaltır ya da terk eder.

Alkole bağlı ya da alkolle artan fiziksel (karaciğer hastalığı, yüksek tansiyon, gastrit vb), ya da psikolojik (depresyon, anksiyete, uyku bozukluğu vb) problemler yaşamasına rağmen içmeye devam eder.

Aynı etkiyi almak için içtiği miktarı arttırır ya da başkaları için çok sayılacak miktarlarda içtiği halde etkilenmez (bunu, yanlış olarak iyi bir şeymiş gibi, alkole dayanıklı olduğunun kanıtı olarak öne sürebilir).

Alkol almadığı zaman titreme, terleme, çarpıntı gibi şikayetler yaşar.

Doç Dr İlhan Yargıç'ın sitesinden alınmıştır.

ALKOLİZM BİR HASTALIK MIDIR?

Alkolizm müzmin (kronik), tekrarlayıcı bir hastalıktır. Bu hastalık ilerleyicidir, yani gittikçe kötüleşebilir. Aralarda kendiliğinden ya da herhangi bir dış etkiyle belirtileri azalsa bile zaman içinde yeniden ortaya çıkabilir. Alkolizm; şeker hastalığı, yüksek tansiyon vb diğer kronik hatalıklar gibi sürekli takibi gerektirir. Aralarda kriz durumları yaşanabilir.

Alkoliklerde alkole karşı fiziksel bir duyarlılığın yanında bütün istenmeyen sonuçlarına rağmen sadece irade gücü ile yenilemeyen bir içme arzusu vardır. Yani bu kişiler alkole bağlı olarak yaşadıkları kötü sonuçlardan ders almazlar ve hatta başlarına gelenlerin gerçek nedeninin alkol olduğunu inkar ederek teselliyi yine alkolde ararlar. 

Doç Dr İlhan Yargıç'ın sitesinden alınmıştır.

ALKOLİZMDEN KURTULMAK MÜMKÜN MÜDÜR?

Toplum, alkol kullanımını kontrol edemeyen kişilerin ruhen zayıf hatta dengesiz olduğunu düşünür. Bir çok alkolik de kendisini böyle görür. Ancak alkolizmin bir hastalık olarak görülmesinden asıl kasıt kişinin alkol karşısında iradesini ve seçim yapma gücünü kaybetmesidir. Alkol karşısında güçsüzlüğünü kabul etme ve bu konuda yardım arama, iyiye doğru değişimin ilk adımı ve mutlak şartıdır. Milyonlarca insan bu ilk adımla başlanan yolda alkolün sosyal hayatlarına verdiği zararların üstesinden gelmişlerdir.

Hasta olduğunu kabul edip iyileşmeye istekli olan kişiler tedaviden ve adsız alkolikler gibi kendine yardım (self help) gruplarından en iyi yararlanırlar. Ama tedavi için kişinin ‘alkolik’ olduğunu kabul etmesi şart değildir. Önemli olan danışma amacı ile de olsa bir uzmana başvurmasıdır. Çünkü tedavicinin görevi kişiyi, eğer varsa, tedaviye ihtiyacı olduğuna ikna etmektir. Bunun belli teknikleri vardır. Bu arada şunu da belirtmek gerekir ki bağımlılık tedavilerinin ve kendine yardım gruplarının etkinliği kesin olarak kanıtlanmıştır.

Doç Dr İlhan Yargıç'ın sitesinden alınmıştır.

Sıradan Bir ferd Olmak

Modern çağın kişiyi daha çok birey olarak ön plana taşımaya başlamasından bu yana kişisel gelişim çok daha önemli olmaya başlamıştır. Hakkında yüzlerce kitaplar yazılan, seminerler verilen kişisel gelişim neden bu kadar önemli sizce. Sıradan insanların, sıradan bir şekilde yaşayıp ölüp gitmesini kaldıramıyor insanlık. Yaşam artık farklı olmak ve farklı olmayı fark ettirmek üzerine kurulmuş olan ilişkiler yumağı haline geldi.

Sıradan olmamayı ve sıra dışılığın gelişimi nasıl beraberinde getirdiğini Haluk Bilginer’in bir oyunundan sizlere anlatmaya çalışayım. Oyunun adı “Ermişler yada Günahkarlar”. Oyunda sıradan olmak aşağılanıyor. Kişinin hangi uçta olursa olsun farklı olması yüceltiliyor. Bir seri katilin ruh dünyasını çözümlerken psikoterapist ile katil arasındaki konuşmalar ve tahlilleri ele alıp inceledim. Seri katil olmak bile bir olağan dışılık, farklılık hali. Ölümsüz olmanın yolu; ya ermiş olmak yani yaptığı işin en mükemmeli olmak yada bir ucundan bakıldığında günahkarların en günahkarı olacak noktada dolaşmak olduğu söyleniyor oyunda. Hatta sıradan olmak şöyle aşağılanıyor. “Sıradan kalabalıklar Allah hepinizin belasını versin. Çünkü hepiniz değişime ve gelişmelere karşısınız.” İşte bu anlayış sıradan olmamayı övüyor ve tavsiye ediyor.

Dünya üzerindeki her türlü atılım sıradan olandan vazgeçip sıra dışı yada farklı olmakla sağlanmıştır. Size basit bir örnek vereyim. Yüksek atlamada kural çıtanın üzerinden sıçrayıp öbür tarafa çıtayı düşürmeden geçmektir. Size kimse şöyle atlayın demiyor. Bu gün iki buçuk metreye dayanan rekor çok uzun yıllar bir buçuk metre civarındaydı. Çünkü herkes koşarak geliyor ve yüzükoyun sıçrayıp çıtayı geçmeye çalışıyordu. O sıra dışı gün gelip bir sporcunun uzaktan gelerek sırtüstü sıçramak suretiyle yapılan atlayışı keşfedilmesiyle rekor 1 metre geliştirilmiş oldu. Bugün sıradan kabul ettiğimiz bu atlayış zamanında yapılmış sıra dışılığın bir sembolüdür bence.

Yaşamda başarılı olmak ve sıradanlığın ötesine geçmek için kendi yeteneklerimizi ve hayat tarzımızı bir kez daha gözden geçirelim. Birbirinin aynı geçirdiğimiz günlerin telafisi olmayan kayıplar olduğunu unutmayalım. Önce kendimizi tanıyalım sonra da geliştirmek için çaba sarf edelim. Bu hem kendimiz hem de çevremiz için çok faydalı olacaktır emin olun.

Şimdiye kadar hiç düşünmediyseniz bu akşam oturun düşünün yaşamın neresindesiniz. Sıradan bir yaşam mı sürüyorsunuz? Yoksa kişisel gelişim için her gün bir adım öteye mi gitmek istiyorsunuz? Elinizdeki kaynak nedir ? Ne kadarını kullanıyorsunuz ve gelişim için hangi alanı tercih edeceksiniz ? Hayatımızda yeni atılımlar yapacaksak ve hayatı anlamlandıracaksak sıra dışı bir atılım yapmak zamanıdır artık. Bir sonraki gün bu günden daha ileride olmalısınız. “Sıradan kalabalıklar Allah hepinizin belasını versin. Çünkü hepiniz değişime ve gelişmelere karşısınız.”demiyorum ama sıra dışı olmanın gerekliliğine inandığımı bir kez daha hatırlatmak istiyorum.
                                                                               
Önceki                                                                                                                              Sonraki
 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol