|
|
 |
Sis Nedir? Su nedir? |
Filed Under: by Giray Erdogan
Sis, toprakla temas halindeki bir buluttur. Temelde, sisle atmosferin yükseklerindeki bir bulut arasında fark yoktur. Bir bulut toprağa ya da denizin yüzeyine kadar alçaldığında sis diye tanımlanır.
San Francisco'da sis
Sis genellikle gece vakti ve sabahın erken saatlerinde, alçak, çukur kara parçaları üzerinde veya su yüzeyinde görülür. Bu durumun sebebi, soğuk hava akımının, kara parçasının veya suyun daha sıcak yüzeyine sürtüşmesidir. Özellikle sonbaharda çok sık görülür. Çünkü sonbaharda geçen her günle, hava toprağa veya suya oranla daha çabuk soğumaktadır. Durgun gecelerde karanlık bastıktan sonra, alçak yerlerde toprağın yüzeyine yakın ince tabakalar halinde sis oluşur. Geceleri toprağın soğumasıyla, alçaktaki hava da daha soğuklaşır. Bu soğuk hava tabakasının nemli ve daha sıcakça havayla birleştiği yerlerin hemen üzerinde sis meydana gelir.
Şehirlerdeki sisin kırlık, açıklık yerlerdeki sise oranla daha yoğun olması genel bir kuraldır. Şehirlerin havası tozla doludur. Fabrika ve kalorifer bacalarından boşalan kurumla yüklüdür. Bunların küçük su zerrecikleriyle karışması hemhal olması, yoğun sis tabakalarını oluşturur. Dünyanın en sisli bölgelerinden biri sayılan Newfoundland açıklarında, Kutup dairesinden güneye akan soğuk su üzerindeki ılık hava, nemlilik akımlarıyla yoğun sis yaratır. Suyun soğukluğu, havanın nemliliğini çok küçük, zerrecikler halinde su damlacıkları olarak yoğunlaştırır. Bu damlacıklar yağmurun yağmasına sebep olacak kadar büyük değildir. Havada sis olarak kalır.
San Fransisco yöresindeki sisler bunun zıttı bir düzenden oluşmaktadır. Sıcak kumsallar üzerinde serin, hatta soğuk sabah esintileri vardır. Bir gece önce yağmur kumu nemlendirmişse, buharlaşan nemlilik kalın, yoğun sis tabakalarını şekillendirir.
Sisin genellikle bulutlardan daha yoğun görünmesi, sisteki su zerreciklerinin daha küçük olması nedeniyledir. Çok sayıdaki küçük su damlacıkları, daha az sayıdaki büyük su damlacıklarına oranla daha fazla ışık emer. Bu da onların daha yoğun tabakalar halinde görülmesi sonucunu doğurur.
Sis türleri
- Radyasyon sisi
Açık ve durgun gecelerde ısı kaybı sebebiyle yer yüzeyi ve yüzeye yakın hava soğur. Yerden yukarı doğru yükseklik arttıkça atmosferde ters bir sıcaklık dağılımı ortaya çıkar. Alt seviyelerde hava soğuktur. Yükseklik arttıkça sıcaklık da artar. Soğuma havanın çiğ noktasına kadar inerse sis meydana gelir. Gece başlar, gündüz hava ısınınca, öğleye doğru ortadan kalkar.
- Adveksiyon (Yatay Hava Hareketi) Sisi
Sıcak ve nemli havanın soğuk bir yüzey üzerine hareketi ile alt katmanların soğuyarak su buharının yoğunlaşması sonucu oluşan sislerdir.
- Oroğrafik (Yer Şekili) Sis
Yatay hareket eden havanın yer şekli etkisiyle yükselerek soğuması neticesinde oluşan sislerdir. Yer şekli etkisiyle yükselme hafif hafif ve yataya yakın olmalıdır.
- Cephe Sisleri
Karşılaşan iki farklı hava kütlesinden sıcak olanın soğuk olan üzerinde yükselerek soğuması neticesinde oluşan sislerdir.
Filed Under: by Giray Erdogan
Günümüzde ilim o kadar gelişmiştir ki, atomun, çekirdeğinin, çevremizdeki her şeyin, dünyamızın hatta gökyüzündeki yıldızların hareketlerinin şimdiye kadar keşfedilen ve bilinen fizik kuralları ile izahı mümkündür. Bildiğimiz her şey fizik kurallarına uyar. Bir şey hariç. Yaşamımızın ayrılmaz bir parçası olan su.
Fizik kurallarına göre bir madde ısıtıldığında genişler, genlesin Soğutulduğunda da büzüşür, yani hacmi azalır. Ancak su bu kurala uymaz, aksine sıfır derecenin altına soğutulduğunda donar ve buz olarak hacmi azalacağına artar. Saf su buza dönüşürken, hacminin yüzde 9′u oranında genişler. Buzda su molekülleri olağanüstü gevşek bir oluşum içinde yer alırlar. Buz, arada deliklerin kaldığı bir yapıya sahiptir.
Bilindiği gibi, bilimsel formülü ‘H2O’ olan su, iki hidrojen ve bir oksijen atomundan oluşmuştur. Bu iki hidrojen atomu, oksijen atomu ile birleştiklerinde, kendi aralarında 105 derecelik bir açı meydana getirirler. Yapı olarak iki hidrojen atomunu birleştiren başka elementler de vardır ve onlar fizik kurallarına uyarlar. Örneğin aynı yapıdaki ‘H2S’ eksi 83 derecede donar ve eksi 60 derecede gaz haline geçer. Ancak su hidrojen atomlarının dipol bağlantıları nedeni ile sıfır derecede donar, artı 100 derecede gaz haline geçer, donarken de hacmi küçüleceğine büyür.
tşte bu fizik yasalarına aykırı özellik dünyamızdaki yaşamı sağlar. Eğer buz sudan daha yoğun, yani daha ağır olsaydı, suyun içinde dibe batardı. Soğuk bölgelerde denizlerde, göllerde ve nehirlerdeki dibe batan buzlar, güneş ışığı alamayacaklarından eriyemiyeceklerdi. Böylece yıllar süren birikimlerle her tarafı buzlar kaplayacak ve buzullar devri başlayabilecekti.
Ancak buz, yoğunluğunun azlığı nedeni ile suyun üzerinde kalır. Bu durumda buzlar altlarındaki suların donmalarına engel oldukları için dünyamızdaki ani ısı değişikliklerini de önlerler, gece ve gündüz arasındaki ısı farklarını azaltırlar ve yaz günlerindeki güneş ışığı ile kolayca erirler.
Eğer buz sudan daha ağır olmuş olsaydı, gezegenimizdeki tüm su rezervleri donmuş olurdu. Belki de başlangıçtaki buzul devrinde öyleydi de, tabiat ana kendi koyduğu kurallara aykırı olarak, hidrojen atomlarının arasındaki açıya biraz dokundu, buzun suyun üstünde kalmasını sağladı ve dünyamızı bizim için yaşanır hale getirdi.
Tepenizde gördüğünüz orta büyüklükte, yaklaşık bir kilometre çapındaki bir bulutun hacmi 4 milyar metreküptür ve içinde 1 – 5 milyon kilogram su vardır. Peki nasıl oluyor da bu kadar su başımıza kovadan dökülür gibi dökülmüyor, bu kadar tonlarca ağırlık havada durabiliyor? Gerçekten bulutlar gökyüzünün inanılmaz ve harika süsleridir.
Hiçbir bulut diğeri ile şekil ve hacim olarak aynı değildir. Çünkü oluşumlarına etki eden hava akımları, sıcaklık, basınç, havadaki toz miktarı v.b. gibi o kadar çok etken vardır ki, çok değişken olan atmosferde iki yerde bütün bu şartlan eşit olarak sağlamak mümkün değildir.
Isınan yeryüzünden buharlaşan su, havadan hafif minik su buharları şeklinde doğruca gökyüzüne yükselir. Belirli bir yükseklikte basınç azaldığı, hava da soğuduğu için minik su damlacıkları haline geçerler ve bulutları oluştururlar. Başlangıçta bu damlalar o kadar küçüktür ki, çapları birkaç mikrometredir, (insan saçı 100 mikrometredir.) Ortalama bir yağmur damlasının oluşabilmesi için bunlardan milyonlarcasımn birleşmesi gerekir.Bulutların bu kadar ağırlığa rağmen gökyüzünde asılı kalabilmelerinin sebebi bu damlacıkların çok küçük olmalarıdır. Her ne kadar bir kilometre çapındaki bir bulutta en azından 1.000 ton su varsa da bu hacimdeki hava 1.000.000 tondur, yani bin kez daha ağırdır. Bu nedenle de bulutlar içerlerindeki yağmur taneleri iyice oluşup, ağırlaşıp yere düşene kadar tepemizde gezinip dururlar. Aslında yağmur yağarken yağmur damlası oluşma işlemi devam ettiğinden bulut içindeki suyu boşaltıp bir anda kaybolmaz.
Bulutun oluşumunda başlangıçta oluşan su damlacıkları o kadar küçüktür ki, üzerlerine gelen ışıkları doğrudan yansıtırlar ve bu tip bulutlar pamuk gibi beyaz görünürler. Su damlacıkları birleşip büyüdükçe, yani kalınlaştıkça ışığı daha az yansıtırlar, bu nedenle de yağmur bulutları daha koyu, gri hatta siyaha yakın renkte görünür. Gittikçe büyüyerek ağırlaşan bu damlalar bulutun altında toplandığından, bu tip bulutların tabanları üst taraflarına nazaran daha koyu renktedirler.
Havadaki sıcaklık yatay olarak genellikle aynıdır. Bu nedenle havanın içine suyu alabileceği yükseklik yatay olarak hemen hemen aynı olduğundan bulutların altları daha düzdür. Bulutun ortası ile üst kenarı arasındaki ısı farklı olduğu ve üst tarafında su damlası oluşumu devam ettiği için üst taraflar kıvrımlıdır.
Bulutlar şekillerine ve yüksekliklerine göre sınıflandırılırlar. Genelde üç ana grupta toplanırlar. Bu sınıflandırmaya göre, ince, tutam tutam, ufak bulutlara ’sirüs’, kümeler halinde olanlara ‘kümülüs’, ufukta tabaka halinde görünenlere de ’stratus’ deniliyor. Ayrıca iki tane de yükseklik kategorisi var. Bulutun tabanı yerden 2.000 – 6.000 metre yükseklikte ise ön ismi ‘alto’, 6.000 metreden daha yükseklikte ise de ’sirro’ oluyor. Yağmur bulutlarına da diğerlerinden ayırmak için ‘nimbo, nimbus’ gibi isimler ekleniyor.
Bulutlar yapılarına göre iki sınıfa ayrılırlar. Bunlar :
- Cumuluform Bulutlar (Küme Bulutlar)
Rutubetli havanın, dikey akımlarla yoğunlaşmanııı olacağı seviyeye taşınması halinde oluşurlar. Cumuluform bulutlar, içerlerindeki dikey akımlar nedeniyle, istisnasız bir dereceye kadar türbülans içerirler. Genel olarak gökyüzünün 5/8′ini kapatırlar ve sağnak şeklinde yağmur veya kar yağışı yaparlar. Atılmış pamuk yığınları veya karnıbahar görünümündedirler.
- Stratiform Bulutlar (Tabaka Bulutlar)
Havanın, bütün tabakalarında yoğunlaşma olacak kadar soğumanın olması halinde oluşurlar. Stratiform bulutlarda çok az veya hiç dikey akım olmadığından içlerinde hiç türbülans yoktur veya çok düşük şiddettedir. Genel olarak gökyüzünün 8/8′ini kapatırlar. Çisenti, hafif yağmur yağışı veya suhunetine bağlı olarak kar yağışı yapabilirler. Tabakalar halinde yayılmış çarşaf görünümündedirler.
Bulut Çeşitleri
- Sirus Bulutları
Sirus bulutları yerden yüksek bulutlardır. Düzensiz çizgiler ve buklelere benzerler. Yeryüzünün altı kilometre veya daha yükseklerinde yer alırlar ve genellikle güzel havaya işaret ederler. Soğuk iklimlerde, kuzeyden sürekli esen rüzgarlar ile birlikte oluştuklarında gelen kar fırtınasının habercileridirler.
sirus bulutları
- Kümülüs Bulutları
Kümülüs bulutları tüy gibi, beyaz, kümeler halinde görünürler. Bu bulutlar sirus bulutlarının oldukça aşağılarında yer alırlar ve sıkça iyi havaya işaret ederler. Güneşli bir günün ortasında yere yakın büyük pamuk yığınları şeklinde görünmeye meyillidirler. Günün ilerleyen saatlerinde atmosferde büyümeye ve yükselmeye başlıyabilirler ve bir dağ bulutu gibi birikmeye başlarlarsa, bunlar fırtınaya dönüşebilir.
kümülüs bulutları
- Stratus Bulutları
Stratus bulutları çok alçak, gri bulutlardır. Sık olarak bütün gökyüzünü ince gri bir tabaka halinde kaplarlar. Bu bulutlarının genellikle anlamı yağmurdur.
stratus bulutları
- Nimbus Bulutları
Nimbus bulutları tek biçimli bir grilikle, tüm gökyüzünü tam olarak kapatan bulutlardır.
- Cumulonimbus Bulutları
Cumulonimbus bulutları bir kümülüs bulutunun kuvvetlenmesi ve çok yükseklere çıkması sonucu oluşur. Şekli bir demirci örsünü andırır. Eğer yönünüz bulutun gidiş yönüne doğru ise, gök gürültülü bir fırtınaya gireceğinizi bekleyebilirsiniz.
cumulonimbus bulutları
- Cirrostratus Bulutları
Stratus bulutlarından yüksekte ve sirus bulutlarından daha koyudurlar. Gökyüzünü birbirine oldukça benzer şekilde kaplarlar. Bu bulutlar iyi havanın işaretidirler.
cirrostratus bulutları
- Cirrocumulus Bulutları
Cirrocumulus bulutları küçük, beyaz ve yuvarlak şekilli yüksek irtifada bulanan bulutlardır. İyi havanın habercisidirler.
cirrocumulus bulutları
- Scud Bulutları
Duman gibi seyrek hızlı hareket eden bulutlardır.Gelen rüzgarın yönünü gösterirler.
scud bulutları
Ayrıca bakınız :
Bulut çeşitleri hakkında daha ayrıntılı bilgi için:
http://www.havacilik.hacettepe.edu.tr/
http://www.windows.ucar.edu/
Bulut
|
|
|
|